Hayat, bazen durduk yere insanları derin kederlere sürükler. Bu durum, 13 yaşında kaybedilen bir çocukta olduğu gibi. Ailesinin gözbebeği, beklenmedik bir hastalık sonucu aniden hayatını kaybettikten sonra, geride kalan baba, derin bir acı ve hüzün içinde sözcüklerle duygularını paylaşmaya başladı. "Doktora gitti, gelecek diyorum," diyen acılı baba, yaşadığı travmanın ağırlığı altında, sevdiği çocuğunu hala kaybetmediğini düşündüğünü ifade ediyor. Bu olay, sadece bir ailenin hikayesi değil, aynı zamanda toplumu derinden sarsan sağlık sistemindeki eksikliklerin de bir yansıması.
Her şey, bir sabah, 13 yaşındaki oğlu Efe'nin aniden rahatsızlanmasıyla başladı. Çocuk, önceki gün normaldi, okuldan dönerken oyun oynamanın keyfini çıkarıyordu. Fakat ertesi gün grip benzeri belirtilerle uyanan Efe, bir süre sonra kendini kötü hissetmeye başladı. Baba, çocuğunu hemen hastaneye götürdü. Ancak, genç yaşta hayat dolu olan bu çocuk, kısa süre içinde hastalığın pençesine düştü. Yapılan incelemelerin ardından, durumun ciddi olduğu anlaşıldı. Birkaç gün süren hastane serüveni, acı bir sonla noktalandı. Efe, hastane yatağında savaşını kaybetti ve geride derin bir boşluk bıraktı.
Baba, yaşadığı kaybın ardından kendine bir teselli arayışına girdi. Efe’nin kaybı, ailesinin her bireyini sarstı. Her ne kadar fiziksel olarak yanlarında olmasa da, baba için çocuğunun ruhu hâlâ onunla. "Efe, doktorları dinledi ve hastaneye gitti. Şimdi ona çağırdım, gelecek, biliyorum," diyor. Bu sözler, acının yanı sıra umudun da bir göstergesi. Psikologlar, ebeveynlerin kayıplarının ardından yaşadığı inkar ve kabullenme süreçlerini ele alırken, babanın söylemi, hala çocuğuna duyduğu sevgiyi ve bağlılığı yansıtıyor. Bu tür süreçlerin, kalp kırıklığının arif ruhları için ne kadar zorlayıcı olduğunu anlatan başka bir örnek. Hayatı boyunca çocuğuna vermek istediklerini, özlemle hatırlayan bu babanın yaşadığı acı, kelimelere sığmayacak kadar büyük.
Sonuç olarak, bu nitelikli hikaye, sadece bir babanın yaşadığı dramdan ibaret değil; aynı zamanda toplumumuzda karşılaştığımız sağlık sorunları, sistemdeki eksiklikler ve bunun insani boyutlarını da yansıtıyor. Acılarını paylaşarak insanları uyandırmayı amaçlayan bu babanın hikayesi, umudun asla kaybolmadığını gösteriyor. Her kayıp, aynı zamanda yeni bir mücadeleye dönüşebilir; ve zamanla bu mücadele, acının üstesinden gelmek için bir yol haritası olabilir. Bu nedenle, “Doktora gitti, gelecek diyorum” ifadesi, sadece bir baba için değil, toplum için de büyük bir moral kaynağı olabilir.