Kolon kanseri, genellikle orta yaş ve üzerindeki bireylerde görülen bir hastalık olarak bilinse de, son yıllarda gençlerde görülme sıklığı dikkat çekici bir şekilde artış göstermektedir. HealthDay, American Cancer Society’nin verilerine atıfta bulunarak, kolon kanserinin 20'li ve 30'lu yaşlardaki bireylerdeki artışını vurgulamaktadır. Bu durum, hem tıp camiasında hem de toplumsal düzeyde büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Peki, gençlerde kolon kanserine yol açan faktörler nelerdir ve kimler bu riske daha yatkındır?
Son yıllarda yapılan araştırmalar, genç bireylerde kolon kanseri vakalarının artışındaki temel etkenleri gün yüzüne çıkarmaktadır. Bu etkenlerden ilki, beslenme alışkanlıklarıdır. İşlenmiş gıdaların tüketiminde meydana gelen artış, yüksek kalorili ve düşük lifli besinlerin yaygınlaşması, kolon kanseri riskini artıran faktörler arasında yer almaktadır. Ayrıca, obezite, hareketsizlik ve yetersiz fiziksel aktivite de bu riski tetikleyen unsurlar arasındadır.
Gençlerde artan stres seviyesi ve psikolojik problemler de dikkate alınması gereken bir diğer özelliktir. Uzun süreli stres, bağışıklık sistemini zayıflatarak kanser hücrelerinin gelişimine zemin hazırlayabilir. Ayrıca, genetik faktörler de kolon kanseri riskini etkileyen önemli etkenlerden biridir. Ailede kolon kanseri öyküsü bulunan bireyler, daha yüksek bir risk taşıyor.
Kolon kanserinin erken evrelerinde belirti vermemesi, hastalığın sinsi bir şekilde ilerlemesine neden olur. Ancak bazı belirtiler, hastalığın geliştiği konusunda uyarıcı olabilir. Bu belirtiler arasında sürekli karın ağrısı, kanlı dışkı, açıklanamayan kilo kaybı ve sürekli yorgunluk hali bulunmaktadır. Bu tür belirtilerle karşılaşan gençlerin, derhal doktora başvurması önemlidir.
Erken teşhis, kolon kanserinde hayat kurtarıcı olabilir. Tıbbın gelişmesi sayesinde, kolon kanseri tarama testleri, 45 yaş ve üzerindeki her bireye önerilmeye başlandı. Ancak, genetik risk faktörleri veya ilk belirtiler nedeniyle, daha genç yaştaki bireylerin de doktor kontrolünden geçmesi önem arz etmektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli sağlık kontrolleri ile kolon kanseri riskini azaltmak mümkündür.
Son olarak, gençlerin kolon kanseri ile ilgili farkındalığını arttırmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik etmek, bu tehditin önüne geçmek için kritik bir adım olacaktır. Eğitim kurumları, sağlık kuruluşları ve aileler, bu konuda bilinç oluşturmak için iş birliği yapmalıdır. Beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi, aktif yaşam tarzının benimsenmesi ve düzenli sağlık kontrolleri, erken teşhis ve riskin azaltılması için hayati öneme sahiptir.
Gençlerin sağlıkları, onların geleceği için önemlidir. Kolon kanseri tehdidi ciddiye alınmalı ve herkesin bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, erken teşhis ve yaşam tarzı değişiklikleri ile sağlıklı, uzun bir yaşam mümkün.