Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Sırrı Süreyya Önder’in vefatı dolayısıyla unutulmaz bir anma töreni gerçekleştirildi. Toplumda iz bırakan ve barış, demokrasi ile özgürlük mücadelesinin simgesi haline gelen Önder, anma etkinliğinde duygu dolu anlarla hatırlandı. Meclis Genel Kurulu’nda yapılan bu özel tören, hem siyasi bir geçmişin hem de kişisel hikayelerin bir araya geldiği anlamlı bir etkinlik oldu.
Sırrı Süreyya Önder, 1964 yılında Tunceli'de doğdu. Hem siyasetçi hem de yazar kimliğiyle tanınan Önder, 1990’lı yılların başında siyasi arenada yer almaya başladı. 2003 yılından itibaren, özellikle Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde aktif olarak rol aldı. 2007 yılında Tunceli milletvekili olarak TBMM’ye giren Önder, Kürt ve Alevi kimliklerinin temsilcisi olmasının yanı sıra, insan hakları ve özgürlükler konusundaki mücadeleleriyle de tanındı. Bir dönem Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) liderliğini yapan Önder, daha sonra Halkların Demokratik Partisi (HDP) çatısı altında siyasi kariyerine devam etti.
Meclis’teki anma törenine, çeşitli siyasi partilerden temsilciler, ailesi ve dostları katıldı. Törende konuşan CHP grup başkanvekili Engin Özkoç, Sırrı Süreyya Önder'in barış için verdiği mücadeleyi hatırlatarak, “Sırrı bir özgürlük savaşçısıydı. Fikirleriyle, cesaretiyle bizlere ilham verdi. Onu asla unutmayacağız” ifadelerini kullandı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise, Sırrı Süreyya Önder'in hayatı boyunca eşitlik ve adalet için savaştığını vurgulayarak, “Sırrı’nın mirası bizim için çok değerlidir. Onun çizdiği yoldan ilerlemeye kararlıyız” dedi.
Meclis’teki anma töreninin, sadece Sırrı Süreyya Önder’in hayatına değil, aynı zamanda Türkiye’deki demokratik mücadele tarihine de ışık tuttuğu ifade edildi. Özellikle genç nesillere, özgürlük ve adalet için mücadele etmenin önemini anlatmak amacıyla düzenlenen bu tür etkinliklerin, geleceğe dair umut yarattığı belirtildi. Törende yapılan paylaşımlar ve anekdotlar, katılımcılara Önder’in kişiliği ve mücadeleleri hakkında derin bir bakış açısı sundu.
Anma etkinliğinde sadece sözlerin değil, duyguların da derin bir şekilde ifade edildiği gözlemlendi. Ailesinin sahneye çıkarak kısa bir konuşma yapmasının ardından, Önder’in en yakın arkadaşlarından biri olan yazar ve aktivist, onunla geçirdiği anılardan bahsetti. “Sırrı, her zaman adalet duygusuyla hareket eden biriydi. Kendi değerlerini her daim korudu ve savundu. İyi bir dost kaybettik” şeklinde duygusal ifadelerle katılımcıları etkileyen anlar yaşandı.
Sonuç olarak, Sırrı Süreyya Önder’in anılması, sadece onun yaşadığı dönemde değil, gelecekte de barış ve demokrasi mücadelesinin önemini gözler önüne seren önemli bir etkinlik oldu. Meclis’te gerçekleştirilen anma töreni, Türkiye’nin siyasi geçmişine ışık tutarak, toplumun farklı kesimlerine birlik ve beraberlik mesajı vermeyi amaçladı. Sırrı Süreyya Önder’in düşünceleri ve mücadeleleri, hem bugünün hem de yarının Türkiye’sinde önemli bir yer tutmayı sürdürecektir.