İstanbul’un doğal güzellikleri arasında yer alan Belgrad Ormanı, son günlerde yaşanan bir trajedi ile dikkatleri üzerine çekti. Mimar Ece Gürel, 4 gün boyunca kaybolduktan sonra ormanda bulunarak hastaneye kaldırıldı. Ancak ne yazık ki, hayatını kaybettiği haberi ailesi, arkadaşları ve sevenleri arasında büyük bir üzüntüye yol açtı. Ece Gürel’in kaybolmasının ardından başlatılan geniş çaplı arama kurtarma çalışmaları, sadece İstanbul’daki değil, Türkiye’deki birçok insana da derin bir üzüntü ve endişe yaşattı.
Ece Gürel'in kaybolduğu gün, sabah saatlerinde meydana gelen olay, ilk başta normal bir kaybolma durumu olarak değerlendirildi. Ancak günler geçtikçe durum ciddileşti ve aile, yakınları ile birlikte yetkililerden destek istedi. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, özel ekiplerle Belgrad Ormanı’nda arama çalışmalarına başladı. Sonuçta, dağlık ve engebeli arazide kaybolan Gürel, 4 gün boyunca ormanda kaybolmuştu. Yerel halk ve gönüllü ekipler, ormanı didik didik arayarak Ece’nin izini sürme çabası içine girdi. Yüzlerce kişi, günler boyunca ormanda yürüyüş yaptı ve emniyet birimleri ile birlikte arama ekiplerine destek oldu.
Ece Gürel’in bulunması, ailesi ve arkadaşları arasında sevince neden oldu; fakat bu sevinç, hastaneden gelen acı haberle bir anda yerini derin bir üzüntüye bıraktı. Ece Gürel, hastanede doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. Ailesi, arkadaşları ve çalışma arkadaşları, ona duydukları sevgiyi ifade ederken gözyaşlarıyla onun anısını yaşatmaya ant içtiler. Mimar olarak birçok başarılı projeye imza atan Gürel, sadece mesleki bilgi ve becerileriyle değil, aynı zamanda samimi ve duyarlı kişiliğiyle tanınıyordu. Ece'nin vefatı, birçok kişiyi derinden etkiledi, onun tasarımlarını ve hayatına dokunan eserlerini hatırlatan bir kayıp olarak kaydedildi.
Bu trajik olay, Türkiye’deki bazı yasaların gözden geçirilmesi gerektiğini de gündeme getirdi. Özellikle kaybolma vakalarının artması, özellikle doğal alanlarda kaybolan bireylerin arama kurtarma süreçlerinin daha etkin şekilde yürütülmesi gerektiğini düşündürüyor. Mimar Ece Gürel’in hayati, İstanbul’un tarihine ve mimari mirasına önemli katkılarda bulunmuş bir isim olarak hatırlanacak.
Gürel'in ölüm haberinin ardından sosyal medya platformlarında #EceGürel etiketiyle başlatılan kampanya, onun anısına saygı duruşu niteliğindeydi. Arkadaşları ve tanıdıkları, onun mimari projelerini ve yaşamına dair anılarını paylaşarak, Ece’nin hayatını anlamlandırmaya çalıştı. Hastanede hayatını kaybetmesi, pek çok insanın gözünde yalnızca bir kayıptan öte, yaşamın ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi.
Herkesin aklında, Ece Gürel’in neden Belgrad Ormanı’na gittiği ve orada kaybolma süreci hala bir muamma olarak kalıyor. Ailesinin konuya ilişkin açıklama yapması bekleniyor. Gürel’in anısına yönelik yapılacak etkinlikler ve anma organizasyonları, onun bıraktığı mirası yaşatmanın yolları olarak değerlendirilecek. Bu trajedi, İstanbul’un yeşil alanlarının güvenliğinin önemini bir kez daha gündeme taşıdı.
Sonuç olarak, Ece Gürel'in vefatı, sadece bir kişinin kaybı değil; aynı zamanda mimarlık camiasının, dostlarının ve ailesinin büyük bir değerini kaybetmesi anlamına geliyor. Umut ederiz ki bu tür olaylar bir daha yaşanmaz ve Ece'nin hayatı gibi umut dolu bir hikaye daha fazla son bulmaz.