Son dönemde Türkiye'de kapanan şirket sayısının hızla arttığına dair dikkat çekici veriler ortaya çıktı. Ekonomik belirsizliklerin, artan maliyetlerin ve piyasa koşullarının getirdiği zorluklar, birçok işletmenin faaliyetlerini sürdürmesini imkânsız hale getiriyor. Ülkemizde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) bu durumdan fazlasıyla etkileniyor. Kapanan şirket sayılarına bakıldığında, sorunların ne denli derinleştiğini görmek mümkün. Peki, kapanan şirketlerin ardında yatan sebepler nelerdir? Türkiye’nin ekonomik durumu bu trendi nasıl etkiliyor? İşte detaylar...
Türkiye’de son yıllarda birçok işletme, ekonomik koşullar nedeniyle ya da yönetimsel problemler yüzünden kapanmak zorunda kalıyor. Özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enflasyon ve iş gücü maliyetlerindeki artış gibi faktörler, işletmeleri zor durumda bırakıyor. KOBİ’ler, maliyetlerin artması ve müşteri taleplerinin düşmesi ile birlikte uzun vadeli planlarını gerçekleştiremiyor. Ayrıca, Covid-19 pandemisi sonrasında yaşanan ekonomik daralmanın da etkisiyle birçok işletme, faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalıyor. Özellikle turizm, hizmet, perakende ve inşaat sektörleri bu kapanmalardan en fazla etkilenen alanlar arasında yer alıyor. Ekonomik istikrarsızlık, yatırımcı güvenini sarsarak yeni girişimlerin ortaya çıkmasını da engelliyor.
Birçok girişimci, mevcut koşullar altında işlerini sürdürmekte zorluk çekiyor. Yüksek enflasyon oranları, artan maliyetler ve düşen talep, işletmelerin kapanmasının başlıca sebepleri arasında. Piyasalardaki belirsizlik, girişimcilerin geleceğe dair planlarını da etkiliyor. Uzun süreli yatırımlar yapmak isteyen işletmeler, belirsizlik nedeniyle daha temkinli yaklaşırken, mevcut işletmelerin sürdürülebilirliği de tehlikeye giriyor. İşletmeler, maliyetleri minimize etme çabası içindeyken, birçok firma da bu durum karşısında iş gücünü azaltmaya gidiyor. İşten çıkarmalar ve düşük ücret politikaları, işgücü piyasasında daha geniş etkilere yol açabilir.
Sonuç olarak, Türkiye’de kapanan şirket sayısındaki artış, sadece bireysel işletmelerin değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik yapısının zayıflamasına da işaret ediyor. Bu süreçte devletin ve ilgili kurumların, girişimcilerin desteklenmesi yönünde adımlar atılması, istihdamın artırılması ve ekonomik canlanmanın sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Yatırımcıların güvenini kazanmak ve piyasalardaki belirsizliği ortadan kaldırmak için kalıcı çözümler geliştirilmesi gerekiyor.