Yerli ve yabancı misafirlerin akın akın geldiği tarihi kalede benzersiz bir yemek deneyimi yaşanıyor. Her sabah saat 9'da başlayan yemek pişirme süreci, akşam 5'te davul çalarak duyuruluyor. Bu eşsiz uygulama, yalnızca gostukları yiyeceklerle değil, aynı zamanda geleneksel müzikle de katılımcıları büyülüyor. İşte bu ilginç yemek geleneği ve kalede yaşanan şenlik hakkında bilmeniz gerekenler…
Yemek pişirme geleneği, yüzyıllardır devam eden tarihi bir uygulama olarak öne çıkıyor. İskender Kalesi, bu geleneği yaşatmakta ve bölgedeki doğal ürünlerle birbirinden güzel yemekleri misafirlere sunmakta. Her gün taze malzemelerle hazırlanan yemekler, geleneksel tarifler kullanılarak pişiriliyor. Bu süreç, hem yerel halk hem de ziyaretçiler tarafından ilgiyle izleniyor. Yemeklerin hazırlanışı sırasında kullanılan doğal malzemeler, deneyimleyenler için ayrı bir tat ve görünüm sunuyor.
Akşam saat 5’te mutlaka kalenin içinde çalınan davul sesi, tüm misafirlere yemeklerin hazır olduğunu duyuruyor. Ziyaretçiler, bu melodi eşliğinde belirtilen saatte toplanarak ki onlara özel hazırlanmış olan yemekleri keşfetmeye başlıyor. Bu olay, adeta bir festival havası yaratıyor. Belirli gruplar halinde yapılan grup yemekleri, misafirler arasında samimi bir etkileşim sağlarken aynı zamanda paylaşma kültürünün de güzel bir örneğini sergiliyor.
Yemek pişirme süreci, yalnızca lezzetli yemeklerle sınırlı kalmıyor. Bu gelenek, köklü geçmişiyle birlikte kültürel bir zenginliği de beraberinde getiriyor. Her yemeğin bir hikayesi var ve bu hikaye ziyaretçilere aktarılıyor. Mutfaktaki ustalar, hazırladıkları yemeklerin her birinin ardında yatan gelenek ve görenekleri özenle anlatıyor. Misafirler, sadece yemek yiyerek değil, aynı zamanda bu yemeklerin kökenini ve tarihini öğrenerek de büyük bir deneyim yaşıyorlar.
İskender Kalesi'nin terasından serin bir bahar akşamında gün batımını izlerken, tadına doyulmaz yemeklerin kokuları hafif hafif yayılmaya başlıyor. Bu renkli görüntü, gelen tüm ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Geleneksel kıyafetler içinde servis yapan personel, misafirlerin kendilerini bir masalın içinde hissetmelerini sağlıyor. Ziyaretçiler, bu deneyimle birlikte bir yandan damak tadına, bir yandan da göz zevkine hitap eden eşsiz bir yolculuğa çıkıyor.
Sonuç olarak, kalede sabah 9'dan akşam 5'e kadar süren bu eşsiz yemek hazırlığı, sadece karın doyurmakla kalmayıp, ziyaretçilerin kültürel bağlarını kuvvetlendiriyor. Tarihi atmosferde pişen yemekler, yerel geleneklerle harmanlanarak, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunuyor. Şayet siz de bu gramur dolu yemek melankolisinin bir parçası olmak istiyorsanız, İskender Kalesi’ni ziyaret etmeyi unutmayın.
Kalede pişirilen yemeklerin yok satması, buna olan ilgiyi her geçen gün artırıyor. Akşam saatlerinde davul seslerinin yankılandığı kulvarlarda yerini alacak kadar şanslı olursanız, bu muhteşem lezzet macerasını kaçırmayın!