Meksika, son günlerde yükselen siyasi gerilimlerin merkezlerinden biri haline geldi. Özellikle Orta Doğu'daki çatışmaların yankıları, Latin Amerika'nın farklı köşelerine ulaştı. Ülkede, İsrail'in Gazze’ye yönelik saldırıları, büyük bir protesto dalgasına yol açtı. Binlerce Meksikalı, şehrin merkezinde bir araya gelerek, sivil insanlara yönelik bu saldırıları kınadı ve barış çağrısında bulundu. Protestolar, yalnızca Meksika'nın değil, globallik çapında da sosyal adalet ve insan hakları meselelerine işaret ediyor.
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği hava saldırıları, uluslararası kamuoyunda geniş bir tepki topladı. Özellikle sivil unsurlara yönelik saldırılar, insan hakları kuruluşları tarafından sert bir dille eleştirildi. Meksika’nın başkenti Meksiko City’de düzenlenen protestolar, bu eleştirilerin bir uzantısı olarak ön plana çıktı. Meksikalılar, bu tür saldırıların durdurulmasını talep ettiler. Protesto sırasında konuşma yapan sivil toplum temsilcileri, “Savunmasız insanlara saldırmak kabul edilemez!” diyerek, İsrail’in politikalarını sert bir dille eleştirdi.
Protestoların kalabalığı, özellikle gençlerden oluşurken, büyük yaş gruplarından da birçok insan bu hareketin bir parçası oldu. Katılımcılardan biri, “Bu sadece Gazze’deki insanlar için değil, tüm dünya için bir çağrıdır. Barış ve adalet arayışı içinde olan herkesi birleştiriyoruz.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Meksika’nın çeşitli üniversitelerinden gelen öğrenci grupları, bu protestoları organize eden ana aktörler arasında yer aldı. Sosyal medya üzerinde de geniş yankı bulan bu olay, Meksika genelinde hareket halindeki bir dayanışma ruhunu temsil ediyor.
Protestolar, Meksika’daki yerel medya tarafından geniş yankı buldu. Birçok medya kuruluşu, etkinlikleri canlı yayınladı ve katılımcıların görüşlerine yer verdi. Gazetelerde çıkan analizlerde, Meksika’nın Orta Doğu’da yaşanan çatışmalara verdiği tepkinin, tarihsel olarak ulaştığı noktalar değerlendirildi. Meksika’nın çok kültürlü ve çok etnikli yapısının bu tip olaylarla nasıl etkilendiği üzerinde duruldu. Ülkede bulunan mülteci topluluklarının, Gazze’deki olaylarla nasıl bağlantılı olduğu da aktarılmaya çalışıldı.
Meksika hükümeti ise bu tür protestoların önünü açan bir duruş sergileyerek, barışçıl gösterilerin demokratik bir hak olduğunu vurguladı. Hükümet sözcüsü, “Ülkede ifade özgürlüğü her zaman korunacaktır. Halkımızın barış için sesini duyurması, demokrasimizin bir parçasıdır.” açıklamasında bulundu. Ancak, bazı muhalefet partileri bu durumu eleştirerek, hükümetin dış politika yaklaşımını sorguladı ve Gazze’deki kardeş halk için daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini savundular.
Meksika'daki bu protestolar, yalnızca Gazze’deki durumu kınamakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki insan hakları ihlallerine karşı küresel bir tepki oluşturmanın zeminini de hazırlıyor. Ülkedeki farklı sosyal gruplar, bu tür olayların, dünya çapında insan hakları mücadelesini nasıl etkileyeceğine dair tartışmalar yapmaya devam ediyor. Sonuç olarak, Meksika’nın bu olaylara verdiği tepki, dünyanın dört bir yanındaki benzer protestolarla birleşerek, daha adil bir dünya için bir umut ışığı olmayı sürdürüyor.